7 Ocak 2012 Cumartesi

Babasının Kuzusu

Evet buraya yazmayalı uzun zaman olmuş en son doğum gününde Bir şeyler yazmışım artık yeni bir yıla girdik 2012 deyiz ve sen artık tam tamına 19 Aylık oldun benim güzel kızım :)). Zaman ne kadar çabuk geçiyormuş meğer ama senin her aşamanı görmek sendeki her türlü farklılığı tatmak çok güzel bir duyguymuş kızım ... Artık koşmaya bile başladın hani ne zaman yürüyeceksin artık diye gözünün içine baktığım  günler eskide kaldı :)) şimdi her şeyi kendin yapmak istiyorsun eee artık büyüdüm ben başarırım diyorsun ve döke saça da olsa başarıyorsun ama bu babanın çok hoşuna gidiyor .Artık dişlerinde tamam sayılır :)) bizi ısır mandan kurtulduk sayılırız ama bazen yinede beni arada pis ısırıyorsun ve sana kızıyorum :( ama bundan sonra kızmamaya çalışacağım çünkü deden deyken oyuncak ayına kızman bana bir hayli koydu çünkü aynen benim cümlelerimi kullandın ve  senin daha ne kadar minik olduğunu bazen unuttuğum için kendime bir kere daha kızdım  kendi kendimi yedim ... Sana iyi bir baba olmaya çalışırken bazen senin ne kadar küçük  olduğunu ve bazı şeyleri istemeden yaptığını unutuyorum beni affet kızıkom... Yeni bir yıl ve yeni bir başlangıç ayında her şey gonlumuzce olsun canım bebeğim benim....

6 Haziran 2011 Pazartesi

Hayatım ın Doğum Günü...

Ufak kızımın Cumartesi günü 1.yaş günüydü bebeğim artık 1 yaşına girdi ve ailecek hep beraber doğum günü kutladık bebeğimin.Benim tatlı kızım sen doğalı tam tamına 1 sene geçti  ama senin doğumun daha dün gibi hafızamda hiç unutmayacağım bir olaydı.. Seni benim kollarıma vereli tam 365 gün geçmiş bebeğim senin hızlı gelişmeni gördükçe o günler bana masal gibi geliyor. Artık dişlerinde çıkmaya başladı alttan üstten geliyorlar sırasıyla artık bizimle yemek yiyebiliyor sun  derdini anlatabiliyorsun hatta hatta bana sinir bile oluyorsun yeri geldiği zamanlar... Ama en büyük zevkin yine babayla boğuşmak bundan vazgeçmedin hiç illa ha babanın saçını başını yolacak sın :)).. Birde ilk doğum günü pastanı gördüğünde popunun üzerinde hoplaya hoplaya alkışlaman  yok muydu buda görülesi bir manzaraydı ..Bir de kelimeleri artık yavaş yavaş söylemeye başladın  Elinde ne varsa aşağıya atıp atıp arkasından bakıp "DİTDİİ" demen yok mu o zaman seni ısıra ısıra yemek geliyor içimden hatta "NEYDE" diye dönüp bana anneni sorman yok mu daha sonra anlam veremediğim bir şekilde kendi kendine konuşman homurdanman sendeki en büyük değişiklikler.. Artık benim kızım büyümüş dedim kendi kendime :))) Hala tembelsin ama :)) emeklemek gibi isteğin hiç yok emekleme pozisyonuna gelince yıkıyorsun ortalığı bir yaygara bir kıyamet küçük hanımefendi neymiş efendim ellerinden tutup yürütecekmişiz seni oyle yerde sürünmek istemiyormuşsun...Emeklemeden yürüyeceksin her halde bebeğim benim...Sen Hep böyle mutlu ol sağlıklı sıhhatli nice uzun yıllara benim küçük kızım seni çok seviyorum ve sen kaç yaşında olursan ol sevmeye de devam edeceğim .......















 

13 Ocak 2011 Perşembe

Babasının Beyaz Çikolatası...

Benim küçük meleğim şimdi tam tamına 7 ay 6 gün lüksün ve büyümeye devam ediyorsun (Sanki hep böyle kalacakmış sın gibi) Büyüdükçe ayrı bir tatlı olmaya başladın sen her akşam seni izlemek seninle oynamak boğuşmak inanılmaz şekilde bana zevk veriyor. O küçücük bedeninle benimle mücadele etmen saçlarımdan yakalayıp çekiştirmen( en sevdiğin şey ) beni dünyada başka bir şey bu kadar mutlu edemez sevindiremezdi her halde.Seninle zaman geçirmek inan bana dünyada hiç bir şeye değişmem sen hep böyle mutlu ol kızım sen mutlu olunca bizlerde mutlu oluyoruz. Ve birde artık dişlerin çıkmaya hazırlanıyor damağında beyaz beyaz gözükmeye başladılar bile alt dişler çıkmak üzere... Umarım huzurlu ve rahat bir şekilde dişlerin çıkartırsın bizde mutlu oluruz. Huzursuzlukların ısırma isteğin bundanmış meğersem .Benim parmaklarımı ne zaman tutsan hırslı bir şekilde ısırmaya başlıyordun zira benim küçük beyaz çikolatam... Kanatsız meleğim, bebeğim babacığın seni çok ama çok seviyor tatlım..... 




2 Kasım 2010 Salı

Benim Küçük Dünyam......

Babasının biricik kızı ilk göz ağrısı... Seninle geçirdiğim her dakika her şeyi unutturuyor bana inanır mısın ?. Ama bu hafta sonu hiç unutmayacağım bir deneyim yaşattın bana bir ders vermiş oldun bebeğim .Daha 5 aylık sın ama bana unutmayacağım bir ders verdin.Küçük bir birey  olduğunu ve seninde hislerin olduğunu bana kanıtladın.Canıma okuduğun hafta sonu sabahlarından biriydi yine ne yapsam durduramıyorum susturamıyorum uykun var bende uyumuyorsun (Anneni istiyormuşsun meğersem) nereye koysam mutlu olmuyor ıkına sıkına ağlıyorsun benimde sinir katsayım tavan yapıyor geriliyorum iyice derken sonunda stresli bir şekilde ne istediğini sordum hay sormaz olaydım iki kat daha canhıraş bir sesle melodine  devam etmez misin .Ne yaptıysam olmadı sonra annekuşun  imdadına yetişti.Ondayken sakinleştin ve homur homur söylendin inanamadım.Uykuya daldın hemen annekuşunda hiç problemsiz.(Baban seni anlayana kadar daha stres olurduk heralde :))) ).Asıl olay ise uyandıktan sonra tam 2 saat yüzüme  bakmadın   ya kızım ne şaklabanlıklar yaptıysam ne maymunluklar yaptıysam hepsi boşunaydı vallaha.Beni gördün mü kafanı ters istikamete cevirip gözleride yere dikiyordun çok gücüne gitmiş ses tonumu yükseltmem benimle barışana kadar uğraştım seninle :)). Sonra da kendime kızdım için için sana neden sert uslup kullandım diye..Sen daha çok miniksin bir daha sana ses tonumu yükseltmeyeceğim tatlım....

19 Ağustos 2010 Perşembe

Ayrılık vakti...

Ne kadar zormuş insanın bebeğinden yavrusundan ayrılmak insana ne kadar yük olurmuş o an  insan evlat sahibi olunca anlıyormuş demek ki bazı şeyleri..... Evet babacım senden ve annenden ayrılmak bana her zamankinden çok daha fazla koydu bebeğim....Sıcaklardan rahatsız olmaman için seni Annenle beraber  Eğirdir' e göndermek zorunda kaldım bir tanem çünkü buralar çok sıcaktı ve sen de çok küçüktün daha dayanamıyorsun o yüzden biraz daha havalar soğuyuncaya kadar sizi  göndermek zorunda kaldım.Geçen pazar günü sizi ziyarete geldim bebeğim seni anneni çok özlemiştim dayanamadım 3 günlüğüne kaçıp Antalya dan yanınıza geldim... Geldiğim zaman eve sen daha uyuyordun yanına oturdum doya doya seyrettim seni , ne kadar çok özlediğimi fısıldadım sana minik ellerinden tutup öptüm durdum hep...Uyandığın zaman o badem gözlerinle bana bakıp gülücük atmanı hiç bir zaman unutmayacağım ufacıksın ama babanı hemen tanımıştın vallahi .. 3 gün boyunca seninle doya doya zaman geçirdim öptüm kokladım konuştuk bana bol bol gülücükler attın gazını çıkardım her mama saatinden sonra badem gözlerine bakıp bakıp konuştuk seninle.... Senden ayrılmak çok zor geldi bana sizden ayrılmak çok zorladı beni .. Şu havalar bir an önce mevsim normallerine dönse de artık alsam sizi yanıma...


Benim kanatsız meleğim baldan tatlı kızım seni çok seviyorum ..... Kocaman olmuşsun 10 gün görmedim ama hemencecik büyümüşsün bebeğim ....Hayatımıza renk ışık getirdin sen babam sensiz birtarafım hep karanlık kalacak benim anlaşılan ...

5 Temmuz 2010 Pazartesi

Bir gaz cikarma eylemi.....

İnsanı bu kadar mutlu edebilirmiydi  acaba.. Kızım sendeki gaz kızılay maden sodasında bile yoktur bebeğim benim.Gazını cıkartana kadar olup olup diriliyoruz ailecek (Baba,anne,babaanne) tam bir seferberlik çalışması içinde hareket ediyoruz valla ama o gaz çıktığı zaman da dünyanın en mutlu insanı heralde babacığın oluyordur.. Umarım bu gaz sancıların bir anönce biter bebeğim benimmmmmmmm.....

5 Haziran 2010 Cumartesi

Hosgeldin Tuğsem....

Evet Dünyalar harikası bebeğim TUĞSEM'im baştağcım kızım benim.Seni ne kadar da cok bekledik bir bilsen annenle birlikte. Baba olacagımı ögrendiğim o ilk gün bambaşka bir duygu içine girdim anlatamam  o andan itibaren de hep seni düşündüm hep seni özledim hep seni merak ettim en başından en sonuna kadar hayatımda artık sende vardın benim güzel kızım.İlk kontrollere gidişimiz senin ilk kalp çarpıntılarını duymam hatta seni ilk defa ultrason ekranında görmem cinsiyetini öğrenmem :))  benim için unutulmayacak şeylerdi. Acıkcası annenin hamileliğinin son zamanlarında bende bayağı bir sabırsızlanmaya başlamadım değil ama sırf bu sabırsızlığım seni kollarıma alabilmek o dünyadaki her kokudan daha güzel olan kokunu doya doya içime çekme isteğinden kaynaklanmaktaydı. Bir an önce seni görebilmek kucagıma almak arzusu beni daha da çok sabırsız biri haline getiriyordu. Ama bir bakımada içimde çok çok büyük bir korku vardı bebeğim. Sana nasıl bir baba olacaktım sana gerekli özeni gösterebilecekmiydim  seni herşeyden koruyup düştüğün zaman kaldırabilecekmiydim ihtiyacın olduğunda yanında olabilecekmiydim tarzı korkular da içime düşmedi değil dogrusu bir taraftan seni heycanla beklerken birtaraftan da ister istemez bu korkularla cebelleşiyordum.
Bir arkadaşım "Merak etme sen çok iyi bir baba olacaksın" demişti gerçekten sana iyi bir baba olabilecek miydim ? Bunu yaşayıp göreceğiz ve öğreneceğiz bebeğim ama ilk dogdugun zaman teyzen seni benim kucagıma verdiğinde (04.06.2010) senin o minicik bedenini kucagıma aldığımda sana ve kendime sessizce bir söz verdim bebeğim ne olursa olsun "Seni Yalnız Bırakmayacağım ve Hep yanında olacağım" diye ve bu sözümüde hep tutacağım....